27 Aralık 2011 Salı

bir yılı daha bitirirken..

2011 yılını hiç sevmedim hiç.mutsuz bir yıldı git daha da gelme pis 2011!!

Önce annem kalp krizi geçirdi,
Babaannesi bakmazdı,
Demir'e kreş yolları göründü.
Kreş ilk günler dram üstüne dram,
Kreşe alıştı,sorunlu kreş.
Dede kreş parasını kesti zorunda değildi ya, eğitimini hep o karşılayacaktı öyle demişti olmadı.
Karı-koca şeker hastası olduğumuz belgelendi.

***Güzel şeylerde olmadı değil nankör Meltem,

Canım annemin kalpte iyileşme durumu sözkonusu (en önemlisi)
Demir yeni kreşinde çok çokkk mutlu..
Babamız güzel bir işe başladı.
Lanet koordinatörümüze sepet havası yaptılar.
Bedelli askerlik çıktı,Demir babasından ayrı kalmayacak.


Hoşgel 2012 güzel geçeceğini ümit ediyorum,çift sayıları her zaman sevmişimdir:))
Herkese İyi Yıllar,sağlık ve mutluluklar herkeseeee.....


21 Aralık 2011 Çarşamba

geçen sene bugün yokluğunun 7. si!
Her an dönecekmişsin gibi hiç sana yakıştı mı gitmek!


Bir kitapta senden olsun...

Bir kitapta senden olsun.

Eşim Erzurumlu,hemşehrileri bir ricada bulunmuş tesadüf okudum ozilii'nin bloğunda ne güzel de oldu aynen kopyalıyorum..

 "BİR, SIFIRDAN İYİDİR." Senin elindeki bir kitap, Erzurum'da yüz kitap olacak. Erzurum'da o yüz kitap yüz kere yüz gencin dünyasını aydınlatacak. Bu aydınlık yine senin yaşamını aydınlatacak. Senden giden "bir", sana yine geri dönecek "yüz kere yüz" katıyla. Bu ülkenin en büyük düşmanı CEHALET !

* Kendi kütüphanemizden sadece bir kitabımızı gönderebiliriz.
* Olabildiğince arkadaşımıza , "ses getirir mi? " diye düşünmeden duyurabiliriz.
* Yazıyı bloglarımızda paylaşabiliriz.
* Daha da fazlasını yapabilirim, yapmalıyım, yapmak benim görevim ve de borcumdur diyorsanız, bir kitap alarak, "gıcır gıcır bir kitap", onları mutlu edebiliriz.

Adres:  HINIS ANADOLU LİSESİ YİBO LOJMANLARI ARKASI ERZURUM / HINIS

20 Aralık 2011 Salı

Ne yazasım var, ne okuyasım..Kuzum hasta ya keyfim yok..
Balgam atmak istemesi atamaması durumunda kusması ,kusmadan kaynaklı boğazının tahriş olması+korkması boktan birkaç gün...

Dr'a götürdüm dün,boğazlar berbat durumdaymış,tahliller iyi.Yine dr umuzla deposilin muhabbetinden mağlup gelen ben!Durum karışık kafamda pek basmadığından ,penisilin alerjisi olmamdan ve çocuğada birşey yaparmı korkusuyla deposiline düşman oldum 2 yıldır,herşey bir yana zaten yarı baygın gezen,halsiz,huysuz,mıymıntı bir çocuk var önümde iğne gelse üstüne hiç düşünemiyorum.Uykusuzluktan ölüyorum ve bugün kuzuyu ananesine bırakarak işe geldim.İznim var ama Bir yedeğim yok ne acı!





12 Aralık 2011 Pazartesi

gezenti aile

Şenlikli kalabalık bir haftasonunu daha geride bıraktık.Temizliğe yardımcı bulamama sonrası biz yaparız hahayy modunda karı-koca giriştik temizliğe,elimize sağlık cidden erkek gücü ile başka oluyor bu işler sağolsun çok işime yaradı.
Cumartesi günü teyzemler,ablamlar,babamlar ve biz epeyce kalabalıktık ama çok eğlendik.Gecenin sonunda sevgili eşim ve enişte görülmeye değerdi,dayanamıycam yayınlayacağım:))
Pazar günü oğlumun bizi 7 de güne başlatmasıyla,saat 10 gibi sokaklarda buluyoruz kendimizi hava da nasıl güzel illaki açık alan tercih ediyoruz.Neresi neresi derken buca gölette sonrasındada Hancı diye biryere gidiyoruz.Birdaha gideceğim biryer değil ama günü kurtardı Demir çok eğlendi.Göletin sakinliği dinginliği mis gibi havası,Demir'in özgürlüğünün engellenmemesi acayip keyifliydi.Sandal,yada kayıkta olabilir tur attık ördekler eşliğinde ,ördeklere Ülker 9 kat verdi oğlum ekmeği nerden bulalım hem  bayram etmişlerdir değişiklik iyidir.
Hancı'da atların yanına gidiyoruz hemen,başkada güzel biryer yok açıkçası sevmedim.
Demir at'a birşey anlatıyor hızlı hızlı at'ta ağzını açıp yetişmeye çalışıyor kafasına ,iyi küfür yedi benden,yiyecek kuzumu benim.Tabi Mert dururmu alay konusu oldu at'a bile saldırıyordu az kalsın oğlunu yiyecekmiş zor tuttum diye herkese anlatmaya başladı.Aklıma geldikçe gülüyorum napayım Yengeç burcuyum ben sahiplenmede, korumada sınır tanımıyorum malesef...
İşte olay anından önceki diyalog...


Sonra bir alışveriş merkezine gittik,Şu sıra favorimiz oyun hamuru nereye gitsek hamur alıyoruz,bir ara sadece araba,bir ara boyama kitabı,bir ara tamir setleri büyüdükçe istekleri de farklılaşıyor.Neyse hamurunu önce alınca alışveriş daha kolaylaşıyor,yoksa sıkılıyor,kaçıyor bu sefer ki sihirli kelimem eğer durmazsan hamuru bırakırız,boya alırız.Hemen boya istemiyorum diyor bizde keyifle alışverişimize başlıyoruz.Son dakikalarda bu hale geliyor:))))bizde daha fazla üzmüyoruz hemen çıkıyoruz...

Tam 3 saat hiç durmadan hamur oynadık ilerde sende okuyacaksın bunları acayip sıkıldım annecim affet,birşeyi 40 kere tekrarlamasak hani nolur!
yarım saat değil-1 saat değil 3 saat yaaa bende insanım..
Kendi şekillerini beğenmeyince mızıklanan bir oğlum var benim.o yüzden o ismini söylüyor ben bütün yaratıcılığımla uyguluyorum şekilleri,
bu da ben ve oğlum,
hani ben diyen babasına,
d:''annemi seviyorum ben''yani sana yanımızda yer yok..:))

sağlıcakla kalın,

8 Aralık 2011 Perşembe

yeni başlangıçlar..

Ne kadar yazacak şey var gün sıralamasıyla gideyim bari.

9 Aydır gittiğimiz ve ayda bir mutlaka olaylı olduğumuz bir kreşimiz var ya..hani son bir şans daha vermiştim.İşte o şansı kullanamadılar beni tir tir titreten bir sinir harbinden sonra geçtiğimiz cuma gecesi oğlumu okuldan almaya karar verdim.Ama duygusallıkta sınır tanımayan ben daha çocuk yeni okulunu görmeden senaryolar üretmeye çoktan başlamıştım.Kendimle bile çelişiyorum karar verirken ne biçim bi huyum varsa!Neyse,İşyerimdende izin alarak bu haftaya oğluma ve yeni okuluna ayırmaya karar verdim.
Yeni okulumuz çok şeffaf ister istemez kıyaslıyor insan,ilk gün 4 saat kadar kaldı hiç ağlamadı,2.gün biraz daha fazla kaldı biraz mızırdandı,3.gün tam gün kaldı girerken ağladı.,4 gün girmek istemedi ağladı ben odada onu izlemeye geçinceye kadar çoktan susmuştu.Psikologla birlikte izledik 3 gün çocuğun gayet iyi durumda olduğunu,bağımlılıktan ve okul değişikliğinden kaynaklı bir problemi olmadığını,sorunun bende olduğunu söyledi,Doğru söylüyordu ilk defa okulun psikoloğunun bu kadar açık sözlü olması beni şaşırttı,evet ben kendime güvenemediğim için çocuğu okuldan alamadım ya alışamazsa,ya şöyle olursa böyle olursa diye, daha önce alınması gereken bir kararı ertelemekti yaptığım,şekilci oldum okul büyük güzel,gösterişli,oyuncaklar on numara evet ama içeride ne yaptığından çocuğumun bir gününü nasıl geçirdiğinden haberim yok.İyi diyorlar,herşey yolunda,keyifli o kadar,söyledikleriyle biliyorsun yalnızca. Önemli olan şu an artık,keşke daha önce böyle bir adım atsaymışımda gözüm hiç arkada kalmasaymış neyse zararın neresinden dönersek kar deyip geçmişe bir çizgi çekiyoruz.

Oyuncak müzesine gitmeye fırsat bulamadık bir türlü uzun zamandır da ,miniğimi götürmek istiyordum.Ben ve çekirdek ailem saat tam 13'de ordaydık.Demir ilk önce acayip çekimserdi sonra açıldı tutabilene aşkolsun,önce yüzünü boyattı Aslan olcamm benn dedi ablasına,sonra Poko ve Sessiz Adamla birlikte oyunlar oynadılar.Çok keyif aldı eğlendi ama bir ara müzedeki oyuncakları almak istedi ağladı ama sonra ikna oldu.Çıkışta kemeraltına indik.Eskiden pazar günleri tek bir dükkanın açık olmadığı yerde kapalı dükkan yoktu.Demekki epey kriz var ve teğet falan geçtiği yok.Oyuncakçılar sokağından Demir'e birkaç tane oyuncak ve kitap aldık,fiyatları cidden iyi hele avm'lerle karşılaştırınca sudan ucuz diyebiliriz.

Dönüş yolunda bayıldı kuzu epey gezdik çünkü,tam arabadan ineceğiz,
Baba parkka götürcektin beniiiiiiiiiiii,
Dötünde bile gözü var,nerden anladın be mübarek eve geldiğimizi daha arabayı bile kapatmamıştık,baba kıyarmı hemen oğlum diye rotamızı parka çevirdik ordada bir saat kadar eğlendikten zıpladıktan sonra evimize döndük Saat:20'de yemek bile yemeden uyudu.

Demir'i okula bırakıp birkaç saat izledikten sonra uykunun kollarına bırakıp eve döndüm temizlenecek bir evimiz var malum?ortalığı toparladıktan sonra oğlum geldi servisle ,servisimiz 16,15 te getiriyor.Bütün arabalarını masasının üstüne dizdim,çok hoşuna gitti
d: sen benim arabalarımı mı topladın anne?
d: çok temiz olmuş beğendim

herkes altına yatırım yapar,biz arabaya ama oyuncak arabaya.....

1 Aralık 2011 Perşembe

Balbay

Annelik güdülerimle çok üzgünüm.
Dün bir gazetede Balbayın eşiyle yapılan röportajı okuduğumdan beri boğazımda bir düğüm derin düşüncelere sürüklendim.
Bir insan bırakın ''bin'' günü ''bir'' gün bile nasıl kalır orda,tek başına yediğin,içtiğin,yattığın,işediğin,mıçtığın  yer aynı hergün aynı.Babası her hafta mektup yazıyormuş kızına tüylerim diken diken okudum.
Dışarıdaki ailesi için durum aynı vahimlikte,Şuan 4 yaşında küçük bir erkek çocuğu var babasını gördüğü görüş günlerinde koca bir ay'ı dakikalara sığdırması gereken o yaşta bir çocuğun psikolojisini düşünebiyormusunuz?Görüş bitince nasıl ayrılıyor peki babasından?Demir'i bir yere bırakmamız imkansız babasını ve beni asla bırakmaz.Kendini yerden yere atar bizimle kalmak için,o çocuğu düşünemiyorum.
Ya kız çocuğu ilkokula başladığı dönemlerde babasının yokluğu ile nasıl başarılı olacak öğretim hayatında 1-0 yenik başlıyor eğitimine çok acı.
Allah analı babalı büyütsün diyoruz ya gerçekten öyle olmalı,olmayınca herkes eksik..
Bir an önce tahliye olması dileğiyle...